Rubaî
- Kelime anlamı “dörtlü, dörtlük”dür. Rübailerde şair, dünya görüşünü, felsefesini (aşk, hayat, insan vb. üzerine) tasavvufi düşüncesini, maddi ve manevi aşkını özlü bir biçimde işler. Az sözle çok şey söylemek esastır. Esas vurgulanmak istenen dördüncü mısrada dile getirilir.
- Bu nazım şekline terâne, dü-beyt, cehâr mısrâ dendiği de olur.
- Rubaî, İran edebiyatında doğmuş, oradan Türk ve Arap edebiyatlarına geçmiştir.
- Tek dörtlükten oluşur.
- Kafiyelenişi mani’ye benzer. Kafiye şeması “aaxa” şeklindedir. Ancak dört mısraı da birbiri ile kafiyeli olan rubaîler de vardır (aaaa) Bunlara rubaî-i musarra denir.
- Rubailer genellikle mahlassız şiirlerdir.
- Rübai, ince duygu ve düşüncelere, nükteli buluşlara çok uygun olduğundan, divan edebiyatı nazım şekilleri içinde günümüze kadar canlılığını yitirmeden yaşayabilmiş tek biçimdir.
- Bu türün en büyük şairi, İranlı şair Ömer Hayyam’dır. Türk edebiyatında ise Azmizâde Haletî (XVII. yy) rubaî yazmayı meslek hâline getirmiştir. Edebiyatımızda Mevlâna, Fuzuli, Nabi, Nedim ve son dönemde de Yahya Kemal ve Arif Nihat Asya önemli rubai şairleri arasında sayılabilir.
Rubai Örnekleri:
Gördüm seni elden ihtiyârum gitdi
Bakdum kadüne sabr u karârum gitdi
Hâk oldum ü her yana gubârum gitdi
El-kıssa kapunda i’tibârum gitdi (Fuzuli)
Ahvâl-i cihânı her zaman söyleşelim
Amma gam-ı aşkımız nihân söyleşelim
Ey vâkıf-ı râz-ı aşk olan ârif-i cân
Ney gibi seninle bî-zebân söyleşelim (Azmizâde Haleti)
Ol göz ki yüzün görmeye göz dime ana
Şol yüz ki tozun silmeye yüz dime ana
Şol söz ki içinde sanemâ vasfun yoh
Sen bâd-ı hevâ dut anı söz dime ana (Kadı Burhanettin)
Seni aramaktan dünyanın başı dertte;
Zengine de göründüğün yok, fakire de;
Sen konuşursun da biz sağır mıyız yoksa,
Hep kör müyüz, sen varsın da görünürde. (Ömer Hayyam)
Gelmemin feleğe faydası olmadı,;
Gitmemle de büyüklük ve şânı artmadı.
Hiç kimseden duymadı iki kulağım
Bu gelme ve gitmemin sebebi neydi? (Ömer Hayyam)
Can ecel şarâbıyla bir gün sermest olacak.
Orada günahların altında kalınacak.
Burada sermayeyi mutlaka eline al,
Sermayesiz gidersen orada kârın ne olacak (Ömer Hayyam)