YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU

YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU

  • Hayatı:

Yakup Kadri Karaosmanoğlu, 27 Mart 1889’da Kahire’de doğdu. Yakup Kadri’nin ailesi o küçükken Manisa, ardından İzmir’e taşındı. İzmir’de tanıdığı Akhisarlı Abdullah Rahmi, Yakup Kadri’yi edebiyata yönelten kişidir. Yakup Kadri İzmir İdadisi’nde okurken babasının vefatı üzerine idadiyi bitirmeden annesiyle Mısır’a gider. İskenderiye’de Fransız Frerler Mektebinde ve İsviçre Lisesinde okuyarak ortaöğrenimini tamamlar.

II. Meşrutiyet’ten biraz evvel ailesiyle Türkiye’ye gelip İstanbul’a yerleşir. İstanbul’a geldikten sonra Fecr-i Ati topluluğuna katılır. İzmir’den arkadaşı Şahabeddin Süleyman‘ın teşviki neticesinde, Refik Halid Karay,  Ali Faik Ozansoy, Celal Sahir Erozan ve Müfit Ratip’in toplantılarına katılır. Bu toplantılar Fecr-i Âti’nin kuruluşunu hazırlar.

1917 yılından sonra Yakup Kadri milliyetçi bir tutumda yazar. Birçok gazete ve dergide edebî ve siyasî yazılar kaleme alır. Büyük Millet Meclisi’ne Mardin ve Manisa’dan milletvekili olarak girer. Tiran, Prag, Lahey ve Bern elçiliklerinde görev yapmıştır. 1965’te siyasî hayata tamamen veda eden Karaosmanoğlu’nun son resmî vazifesi Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu başkanlığıdır. 13 Aralık 1974’te Ankara’da ölmüştür.

  • Edebi Kişiliği:

Yakup Kadri’nin eserleri gözlemciliğiyle ön plana çıkar. Eserlerinde Türk toplumunun Tanzimat’tan Cumhuriyet’e kadar yaşadığı sosyal değişim ve krizleri başarıyla yansıtmıştır. Ayrıca eserleriyle 1910’dan 1974’e kadar üslup özellikleri bakımından Türkçenin geçirdiği bütün evreleri de yansıtır.

Yakup Kadri 1920’lerden sonra siyasi ve sosyolojik konulara, tarihe, dönem çatışmalarına ve birey psikolojisini irdelemeye yönelmiştir. Eserlerinde realizm akımın etkisi görülür. Eserlerinde karakterlerini başarılı bir şekilde ele almıştır. Ayrıca bu tiplere canlı ve gerçek bir kişilik kazandırmak için bilinçli bir çaba göstermiştir

Eserleri
Roman: Yaban, Kiralık Konak, Sodom ve Gomore, Hüküm Gecesi, Ankara, Nur Baba, Panorama I-II, Bir Sürgün, Hep O Şarkı Öykü: Bir Serencam, Rahmet, Milli Savaş Hikâyeleri Mensur Şiir: Erenlerin Bağından, Okun Ucundan Oyun: Nirvana Anı: Zoraki Diplomat (elçilik anıları), Anamın Kitabı (çocukluk anıları), Vatan Yolunda (Kurtuluş Savaşı anıları), Politikada 45 Yıl (siyasi anıları), Gençlik ve Edebiyat Hatıraları Monografi: Ahmet Haşim, Atatürk Makale: İzmir’den Bursa’ya (Halide Edip, Falih Rıfkı Atay ve Mehmet Asım Us ile birlikte), Kadınlık ve Kadınlarımız, Seçme Yazılar, Ergenekon (iki cilt), Alp Dağları’ndan ve Miss Chaifrin’in Albümünden

Yazarın Romanlarının Özetleri

Yaban:

Yaban” edebiyatımızın tezli romanlarından biridir.

Kişiler: Ahmet Celal, Mehmet Ali, İsmail, Salih Ağa, Muhtar, Bekir Çavuş, Arabacı.

Roman bir paşa oğlu olan Ahmet Celal’in günlüğü şeklinde yazılmıştır. I. Dünya Savaşı’nda bir kolunu kaybeden Ahmet Celal savaşamayacağı için İstanbul’ a gönderilir. İstanbul’un İngiliz kontrolü altında olmasından büyük umutsuzluk içerisinde olan Ahmet Celal emir eri olan Mehmet Ali Bey’in köyüne gönderilir.

Köyde kimse Ahmet Celal’in farkına varmaz ve onu önemsemezler hatta yabancı olması sebebiyle ona “Yaban” derler. Ahmet Celal köylülerin bu duyarsızlığı ve cahilliğinde rahatsız olur. Onlar için kolunu kaybettiği Kurtuluş Savaşını onlara açıklamaya çalışır ama köylü onu dinlemez ve ona cephe alır. Köylüler sadece köyün ağası olan Salih Ağa’ya inanırlar. Ahmet Celal ile sadece Mehmet Ali’nin anası Zeynep Kadın ve kardeşi İsmail dost olur. Ahmet Celal bir gün çok bunalınca dolaşmaya çıkar, Emine’yi görür, ona vurulur. Ama o Ahmet Celal’i değil, Mehmet Ali’nin kardeşi İsmail’i tercih eder, onunla evlenir.

Bir gün düşman köye gelir. Yunanlılar köyü yakar yıkar, köylüyü köy meydanına toplayıp katliam yapar. Ahmet Celal ile Emine köyden kaçarken yaralanırlar. Bir süre gidince Emine ağırlaşır. Ahmet Celal anılarını yazdığı defteri Emine’ye bırakır, bilinmeyen bir yöne doğru gider.

Kiralık Konak:

Naim Efendi; kızı Sakine Hanım, damadı Servet Bey, torunları Seniha ve Cemil’le bir konakta yaşamaktadır. Naim Efendi geleneklere bağlı bir kişiliktir. Servet Bey ise konakta sözü geçsin isteyen, züppe, alafranga bir tiptir. Servet Bey’in kızı Seniha da Avrupa aşığıdır. Kendisi gibi alafranga yaşam düşkünü olan Faik Bey, Seniha’ya karşı ciddi bir duygu beslemediği halde onun kalbiyle oynayan biridir. Seniha’nın halasının torunu olan Hakkı Celis ise Seniha’ya aşık, şair bir gençtir.

Bir gün Seniha ahbaplarıyla Büyükada’ya gider. Seniha orada alemlere katılarak huzursuzluğunu atmaya çalışır. Seniha geldikten sonra konakta savurganlık almış başını gitmektedir. Bu yüzden Naim Efendi’nin mal varlığı hızla tükenir. Seniha iyice yoldan çıkmıştır.

Naim Efendi, Seniha’nın bu davranışlarından dolayı hasta düşer. Seniha ise onu ziyaret bile etmez. Seniha bir ara Avrupa’ya kaçar. Bu olaydan özellikle Hakkı Celis yıkılır. Servet Bey de Seniha’nın bu davranışlarından Naim Efendi’yi sorumlu tutar, ona kin duyar. Servet Bey karısını alıp konağı terk eder. Konak kiraya verilmek istenir ama konak eski ve sıkıcı bulunduğu için kimse konağı kiralamaz. Mal varlığı tüketilen Naim Efendi konakta yapayalnız kalmıştır. Hastalıkların, yalnızlığın pençesindeki Naim Efendi’ye Hakkı Celis destek olmaktadır. Seniha’nın haline iyice bozulan Hakkı Celis askere yazılır. Çanakkale harbine gider, ölmek istercesine akla durgunluk verecek kahramanlıklar yapar ve şehit düşer.

Sodom ve Gomore:

İşgal altındaki İstanbul’da yaşayan insanların, ahlaken çöküşü anlatılır. İstanbul bu yönüyle Tanrı’nın lanetlediğine inanılan Sodom ve Gomore şehirlerine benzetilir. Romanda Leyla, babası Sami Bey tarafından alafranga bir şekilde yetiştirilmiş ve ahlaki yönden çöküntüye uğramış bir karakterdir. Necdet, Leyla’nın çekingen ve bazı şeylerin farkında olan nişanlısıdır. Cemil, romandaki ahlaki yönü ve vatanseverliği temsil etmektedir.

Hüküm Gecesi:

Romanda, II. Meşrutiyet’ten sonraki parti kavgaları ve siyasi yozlaşmalar anlatılır. Ahmet Kerim, muhalif bir gazetecidir. Yazılarıyla İttihat ve Terakki’ye karşı cephe almıştır. Aynı amaçta olan Ahmet Samim’in de yakın dostudur. Olaylar 1908-1911 yılları arasında geçmektedir. Bu dönemde İttihat ve Terakki ile muhalefet arasında siyasi bir çekişme yaşanmaktadır.

Ankara:

Eserin ilk bölümünde savaş yıllarındaki Ankara anlatılmaktadır. İstanbul’dan gelmiş Selma Hanım, kocası Nazif Bey’in etkisiyle bir zamanlar yadırgadığı Milli Mücadeleye inanır ancak bu sefer de kocası Sakarya Muharebesi’nden korkarak kaçmanın yollarını aramaktadır. Selma, Binbaşı Hakkı Bey’le mücadeleye devam eder ve hemşirelik yapar. İkinci bölümde hürriyet yıllarının Ankara’sı anlatılır. Binbaşı Hakkı Bey’le Selma evlenmiştir. Üçüncü bölümde hürriyet ruhu ile aydın gençler yetişmiştir. Bunlardan biri de Neşet Sabit’tir. Selma üçüncü evliliği bu gençle yapar ve mutluluğa kavuşur.

Nur Baba:

Tekkelerin toplumda neden olduğu yıkımları anlatır. Bektaşi tarikatındaki bozulmaları ele almıştır. Bir dergâhın Şeyhi olan Nur Baba, eski aşkı ve ünlü bir ailenin kızı olan Ziba Hanım sayesinde şöhret bulmuştur. Nur Baba dergâhtaki toplantıları araç olarak kullanıp Nigar’ı elde etmeye çalışır. Nigar Hanım, kocasını ve çocuklarını terk edip Nur Baba’nın yanına gelir. Zamanla Nigar Hanım eski güzelliğini ve sesini kaybeder. Nur Baba’nın Süheyla ile evleneceğini öğrenince yıkılır. Macir ona eski hayatına dönmeyi teklif eder ancak Nigar Hanım, bunu kabul etmez.

Bir Sürgün: II. Abdülhamit’e karşı Paris’e kaçan Jön Türkleri anlatır.

Panorama I: Cumhuriyet’in ilanından sonraki devrimlerin topluma yansımasını anlatır.

Panorama II: Atatürk’ün ölümünden sonraki yıllar anlatılır.

Hep O Şarkı: Abdülaziz Dönemindeki toplumsal yaşamı anlatır.

Cevap bırakın