CUMHURİYET DÖNEMİNDE ROMAN
Roman, olmuş ya da olması mümkün olayları kişi, yer, zaman bağlamında anlatan, hikâyeye göre daha uzun olan kurmaca metinlerdir.
Romanda ana olayın etrafında, ana olayı destekleyen birçok olaylar iç içe geçmiş şekilde verilir. Romanlar da hikâyeler gibi olay, yer, kişi ve zaman olmak üzere dört temel öge üzerine kurulur. Romanlarda hikâyelerden farklı olarak bu dört temel öge daha derinlemesine işlenir. Ana olayın etrafında gelişen olaylar, geniş bir şahıs kadrosu, daha geniş bir zaman ve mekan vardır.
Roman edebiyatımıza ilk defa 19. yüzyılda Tanzimat’la birlikte girmiştir. Edebiyatımızda roman türünün ilk örneği Yusuf Kamil Paşa’nın Fenelon’dan çevirdiği Telemak adlı eserdir.
İlk yerli romanımız Şemsettin Sami’nin Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat adlı eseridir. Namık Kemal’in İntibah’ı ise edebi anlamda ilk romanımız olarak kabul edilir.
Bu dönemde yazılan Ahmet Mithat Efendi’nin Felâtun Bey’le Râkım Efendi adlı romanı, Tanzimat Edebiyatının II. Dönemi’nde Recaizade Mahmut Ekrem’in Araba Sevdası, Samipaşazade Sezai’nin Sergüzeşt romanı dönemin öne çıkan romanlarıdır.
Servet-i Fünun Dönemi’nde Halit Ziya Uşaklıgil’in Mai ve Siyah, Aşkı Memnu adlı romanları batılı anlamda modern ilk romanlarımız olarak kabul edilir.
- İlk çeviri roman: Yusuf Kâmil Paşa’nın Fenelon’dan çevirdiği Telemak
- İlk yerli roman: Şemsettin Sami’nin yazdığı Taaşşuk-ı Talât ve Fitnat
- İlk edebî roman: Namık Kemal’in yazdığı İntibah
- İlk tarihî roman: Namık Kemal’in yazdığı Cezmi
- İlk köy romanı: Nabizade Nazım’ın yazdığı Karabibik
- Romantizmden realizme geçişin ilk örneği: Sami Paşazade Sezai’nin yazdığı Sergüzeşt
- İlk realist roman: Recaizade Mahmut Ekrem’in yazdığı Araba Sevdası
- İlk psikolojik roman denemesi ve ilk tezli roman: Nabizade Nazım’ın yazdığı Zehra romanıdır.
- İlk polisiye roman: Ahmet Mithat Efendi-Esrâr-ı Cinayet
- İlk post-modern roman: Oğuz Atay-Tutunamayanlar
1923 – 1950 YILLARINDA TÜRK ROMANI
1923 – 1950 yılları arasındakiTürk romanını üç ana başlık altında değerlendirebiliriz.
- Milli Edebiyat Zevk ve Anlayışını Sürdürenler
- Bireyin İç Dünyasını Esas Alanlar
- Toplumcu Gerçekçiler
1. Milli Edebiyat Zevk ve Anlayışını Sürdürenler
- 1910 yılından itibaren milliyetçilik akımının etkisiyle millî duyguların ağır basmaya başlamış, roman ve hikâyelerde işlenmeye başlamıştır. Bu dönemden itibaren Anadolu’yu konu edinen romanlar yazılmaya başlanmıştır.
- Bu dönem romanlarında Milli Mücadele Dönemi, Anadolu insanı ve yaşam şartları, çektiği sıkıntılar, Atatürk ilke ve inkılapları, aydın-halk çatışması, toplumdaki kültürel farklılıklar, batılılaşmanın getirdiği toplumsal sorunlar işlenmiştir.
- Bu dönemde realizm akımı benimsenmiş, Anadolu gerçeği gözler önüne serilmeye çalışılmıştır.
- Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Halide Edip Adıvar, Reşat Nuri Güntekin, Aka Gündüz, Refik Halit Karay, Ebubekir Hazım Tepeyran, Mithat Cemal Kuntay bu dönemde öne çıkan romancılarımızdandır.
2. Bireyin İç Dünyasını Esas Alanlar
- Bu anlayışı benimseyen roman yazarlarımız genellikle bilinçaltı dünyası, bireyin yalnızlığı, bunalım, topluma yabancılaşma, bireyin toplumla hesaplaşması gibi konular işlenmiştir.
- Feud’un psikanaliz kuramı bu dönem romancıları tarafından sıklıkla kullanılmıştır.
- Bireyin iç dünyasını esas alan romanlarda olay önemsenmemiş, merak unsuru ikinci plana atılmıştır. Bireyin ruh halini, iç çatışmalarını ortaya koymayı amaçlamışlardır.
- İnsan psikolojisinin verilmeye çalışıldığı bu romanlarda sıklıkla bilinç akışı, iç konuşma ve iç çözümleme teknikleri kullanılmıştır.
- Peyami Safa, Ahmet Hamdi Tanpınar, Memduh Şevket Esendal, Semiha Ayverdi, Abdülhak Şinasi Hisar bu dönemde öne çıkan sanatçılarımızdır.
3. Toplumcu Gerçekçiler
- 1930’lardan sonra romanlarda gerçeklik algısı değişmiş sosyal sorunlara çözüm yolları aranmaya başlanmıştır. Özellikle köylülerin, işçilerin, geçim sıkıntısı çekenlerin yaşamından ve sorunlarından söz edilmeye başlanmıştır.
- Özellikle köy enstitülerinden mezun olan yazarlar tarafından köy sorunları işlenmeye başlanmıştır.
- Anadolu insanının yaşadığı sıkıntılar, köyden kente göçün neden olduğu sorunlar işlenmeye başlanmıştır.
- Toplumcu gerçekçi yazarlar eserlerinde dil ve üslubu ikinci, plana itmişlerdir. Onlara göre asıl önemli olan konudur.
- Eserlerini dünya görüşlerini aktarmak için bir araç olarak görmüşlerdir. Eserlerinde okuru belli bir düşünceye yönlendirme gayreti görülür.
- 1923 – 1950 yıllarında sanatçılar, konularını günlük hayattan almışlar, toplum sorunlarını derine inmeden gözlemci–gerçekçi eserler yazmışlardır. Duygusal ve acıklı olaylar üzerine kurulmuş, rastlantılarla gelişen, zengin–yoksul, iyi–kötü gibi kalıplaşmış tiplerin işlendiği romanlar ortaya konmuşlardır.
- Köy romanlarının geneli ağa ve muhtarın elinde kalan yoksul insanlardır. Jandarma baskısı, toprak kavgaları, eşkıyalık, kan davası, köy öğretmeninin yaşadığı zorluklar gibi konular sıklıkla işlenmiştir.
- 1940’lardan itibaren II. Dünya Savaşı’nın yıkımları, iki kutuplu bir dünyada kendine yer açma çabaları, sanayileşmenin getirdiği problemler, iç ve dış göç olguları romanlarda işlenmiştir.
- Sabahattin Ali, Sadri Ertem 1923-1950 yılları arasındaki toplumcu gerçekçi romancıların temsilcileridir denilebilir.
1950-1980 YILLARINDA CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK ROMANI
1950-1980yılları arasında roman türü farklı eğilimlerle gelişimini sürdürmüştür.
- Toplumcu gerçekçi,
- Bireyin iç dünyasını ve modernizmi esas alanlar
- Modernist
- Millî ve dinî duyarlılıkları yansıtan
1. Toplumcu Gerçekçiler (1950-1980)
Köy Enstitülerinde yetişen edebiyatçılar sayesinde köy romanı yazma geleneği büyük bir rağbet görmüştür.
Toplumcu gerçekçi yazarlar bu dönemde köy sorunları, adaletsizlik, düzensizlik, zengin – fakir çatışması gibi temel konuları işlemeye devam etmişlerdir.
Köyden kente göçün hızlanmasıyla İstanbul’un kenar mahallerinde yaşayan işçi sınıfı ve onların hayat mücadeleleri de bu dönem romanlarında işlenmeye başlanmıştır.
Bu dönemde Fakir Baykurt, Orhan Kemal, Yaşar kemal, Kemal Tahir, Talip Apaydın, Samim Kocagöz, Kemal Bilbaşar, Mahmut Makal, Dursun Akçam gibi isimler toplumcu gerçekçi anlayışla eserler vermişlerdir.
2. Bireyin İç Dünyasını ve Modernizmi Esas Alanlar
Romancılar roman anlatımında bir arayışa gitmişler, geleneksel anlatışın dışına çıkarak yeni anlatım yöntemleri geliştirmişlerdir.
Pastij, parodi, montaj gibi anlatım şekillerinden yararlanmışlardır.
Kişilerin iç dünyasını anlatmayı amaçlamışlar, kronolojik zaman zincirini kırmayı amaçlamışlardır. Eserlerinde sıkça geriye dönüş tekniği kullanmışlardır.
Anlatıma önem vermişler alegorik tarzda şiirsel bir üslup benimsemişlerdir.
İç konuşma, iç diyalog, bilinç akışı sıklıkla kullandıkları anlatım tekniklerindendir.
Romanlarında merak unsuru önemsenmemiş olay ikinci plana atılmıştır.
Romanlardaki klasik alışkanlıklar yıkılmaya çalışılmıştır. Neden – sonuç ilişkisini önemsememişler, başlangıç ve bitiş olmadan eserler verilebileceğini savunmuşlardır.
Bireyin İç Dünyasını ve Modernizmi Esas Alan Sanatçılar: Oğuz Atay, Tarık Buğra, Adalet Ağaoğlu, Yusuf Atılgan, Ferid Edgü, İnci Aral, Nezihe Meriç, Bilge Karasu…
3.Millî ve Dinî Duyarlılıkları Yansıtanlar
Bu anlayışı benimseyen sanatçılar modernleşmenin ve batılılaşmanın insan üzerindeki olumsuz sonuçları, kültürel yozlaşma üzerinde durmuşlardır.
Dini, milli ve kültürel değerler işlenmiştir.
Eserlerde milli ve dini duygular, bu özelliğe sahip kahramanlar, geleneklerimiz, kültürümüz sıklıkla konu edinilmiştir.
Türk Mitolojisinden, destanlardan, idealize edilmiş kahramanlar oluşturmuşlardır.
Bu dönemde Hüseyin Nihal Atsız, Mustafa Necati Sepetçioğlu, Bahaeddin Özkişi, Münevver Ayaşlı, Emine Işınsu, Sevinç Çokum, Bahaeddin Özkişi gibi sanatçılar milli ve dini duyarlığı yansıtan eserler vermişlerdir.
1950-1980 Cumhuriyet Dönemi’ndeki Önemli Romanlar
- Kemal Tahir➝Devlet Ana, Yorgun Savaşçı
- Orhan Kemal➝Cemile, Murtaza
- Yaşar Kemal➝İnce Memed, Yılanı Öldürseler
- Fakir Baykurt➝Tırpan, Yılanların Öcü
- Peyami Safa➝Yalnızız
- Ahmet Hamdi Tanpınar➝ Saatleri Ayarlama Enstitüsü
- Tarık Buğra➝Küçük Ağa, İbişin Rüyası
- Yusuf Atılgan➝ Aylak Adam, Anayurt Oteli
- Oğuz Atay➝Tutunamayanlar, Bir Bilim Adamının Romanı
- Ferit Edgü➝Hakkâri’de Bir Mevsim
- Adalet Ağaoğlu➝Fikrimin İnce Gülü, Bir Düğün Gecesi
- Hüseyin Nihal Atsız➝Ruh Adam
- Mustafa Necati Sepetçioğlu➝Kilit, Çatı
- Bahaeddin Özkişi➝Sokakta, Köse Kadı