FECR-İ ÂTİ DÖNEMİ ŞİİRİ (1909-1912)
Fecr-i Âti topluluğu Servet-i Fünûn edebiyatına tepki olarak ortaya çıkmalar fakat edebiyatımıza bir yenilik getirememişlerdir. Servet-i Fünûncularla aynı özellikte bir sanat anlayışını sürdürmüşlerdir. Bu yüzden kalıcı olamamış ve büyük bir ses getirememişlerdir.
20 Mart 1909’da İstanbul’da bir grup sanatçı toplantı yaparlar. Bu toplantı sonunda yeni bir edebi topluluk kurmaya ve bu topluluğu kamuoyuna bir bildiri ile ilan etmeye karar verirler.
Servet-i Fünûn dergisinde yayınladıkları bir beyanname ile kendilerini ve topluluğun anlayış ve amaçlarını açıklarlar. Fecr-i Âti kuruluş bildirisi yayınlayarak edebiyat dünyamıza giren ilk topluluktur.
Şiirlerinde aşk ve tabiat konularını yoğun olarak işlemişlerdir. Arka planda ölüm, yalnızlık, ayrılık, özlem gibi bireysel konuları tercih etmişlerdir.
Aruz ölçüsü kullanmaya devam etmişlerdir.
Serveti Fünûncuları eleştirseler de onlar gibi Arapça ve Farsça tamlamalarla yüklü ağır, süslü ve sanatlı bir dil kullanmışlardır.
Şiirde imgelere ağırlık vermişlerdir. Çoğu şiirlerinde Serveti Fünûn şiirlerinden daha kapalı ve sanatlı bir söyleyiş vardır.
Serveti Fünûn sanatçılarında görülen hastalıklı ruh anlayışı bunlarda da devam etmiştir.
Serbest müstezatı daha da değiştirerek Fransız edebiyatındaki serbest şiire dönüştürmüşlerdir. Sone ve terzerima en çok kullandıkları nazım şekilleri olmuştur.
Topluluk dağılınca neredeyse topluluğun bütün üyeleri Milli Edebiyat topluluğuna katılmıştır.
Topluluğun en güçlü şairi Ahmet Haşim’dir. Ahmet Haşim topluluk dağıldıktan sonra da bu anlayışta şiirler yazmaya devam etmiş, hiçbir edebi topluluğa katılmamıştır.
Topluluğun bildiride yer alan görüşleri:
- “Sanat şahsi ve muhteremdir.” diyerek “Sanat için sanat” anlayışını sürdürdüklerini belirtmişlerdir.
- Servet-i Fünûncuları geçmişte kaldıklarını nitelendirmişler, onların söyleyecek sözlerinin kalmadığını, eskidiklerini öne sürmüşlerdir.
- Amaçlarının farklı ve yeni bir edebiyat ortamı oluşturmak istediklerini belirtmişlerdir.
- Batı’daki gelişmeleri takip ederek Batı’nın önemli eserlerini Osmanlıcaya, Türk edebiyatının önemli eserlerini de Batı dillerine tercüme edeceklerini, Doğu ve Batı arasında bir kültür köprüsü kurmak istediklerini açıklamışlardır.
- Ayrıca Batı’daki benzeri oluşumlarla sürekli temas halinde olmayı amaçlamışlardır.
- Herkese açık konferanslar düzenleyeceklerini, bunlarla halkı sanat ve edebiyat konularında bilgilendireceklerini söylemişlerdir.
- Fecr-i Âtî üyelerinin eserlerini “Fecr-i Âtî Kütüphanesi” adı altında yayımlanmasına karar vermişlerdir.
- Topluluğun yayın organının Servet-i Fünûn dergisi olması kararlaştırılmıştır.