EDEBİYAT – TOPLUM İLİŞKİSİ

Edebiyatın tanımlarından biri de “Edebiyat toplumun yansımasıdır.” şeklindedir. Dolayısıyla toplumda gördüğümüz her şey bir şekilde edebiyata yansımaktadır. Edebiyatın içinde toplumu bulmak mümkündür. Sosyal, siyasi, ekonomik ve kültürel hayat edebiyatın içinde yerini almış, okuyucusunu beklemektedir.

Edebi eserler toplumdan beslenir. bunun tersi de düşünülemez zaten içinde toplumun bulunmadığı eserler kalıcı olamazlar. Okuyucu edebi eserde kendisini, komşusunu, kültürünü, mahallesini, tarihini bulamazsa o edebi eser topluma mal olamaz.

“Edebi eserler, bütün düşünce ve sanat ürünleri gibi toplumun hayatıyla ilgili olduğu ve ulusal kültürün izlerini taşıdığı için hem sanat eseri hem de yazıldıkları zamanı canlandıran birer belge olarak ele alınır. Yaratıcılar da yaşadıkları çağın koşulları ve yetiştikleri çevrenin özellikleri göz önünde tutularak incelenir. Böylece o ulusun devirden devire uğradığı değişme ve gelişmeler izlenerek manevi varlığı belirtilmiş olur.” (Agah Sırrı Levend 1998: 3)

Edebiyatın Topluma Etkisi

Edebiyatın topluma etkisi su götürmez bir gerçektir. Toplumdan beslenen edebiyat aynı zamanda toplumu şekil veren temel unsurlardandır.

Sanatçılar edebiyatı toplumu şekillendirmede bir araç olarak görmüşler. Toplumdaki aksayan yönleri, eksik tarafları, yanlışlıkları edebiyat ile düzeltmeye çalışmışlardır. Edebiyat olması gerekeni gözler önüne serdiği gibi insanın düşünce dünyasını geliştiren bir unsurdur. Tanzimat’ın ilk yıllarında Şinasi “Şair Evlenmesi” adlı tiyatro eseriyle toplumdaki görücü usulü ile evlenme algısının kötü sonuçlarına dikkat çekmeye çalışmış. Yine aynı dönemde Namık Kemal eserleriyle özgürlük düşüncesini yaymaya başlamıştır. Eserlerde olması gerekeni veya yanlış olanın ne gibi sonuçlar doğurabileceği gözler önüne serilerek halk bilinçlendirilmiştir.

Edebi eserler okuyucuların düşünce dünyasından, yaşam tarzına, dünya görüşünden sosyal hayata kadar bir çok değişiklikler meydana getirmektedir. Okuyucu hayatını sorgulamakta, edebi eserdeki kahramanları benimseyerek onlara benzemeye başlamaktadır.

Toplumun Edebiyata Etkisi

Hiç kuşkusuz edebiyatın toplumu etkilediği kadar toplum da edebiyatı etkilemektedir. Sanatçı yaşadığı dünyayı anlatırken zamanın insanlarını, dünya görüşlerini, psikolojilerini, inançlarını da eserinde kullanmak zorundadır. Fransa’da yazılan eserler ile ülkemizde yazılan eserler toplum hayatları yönünden farklılık göstermek zorundadır. Sanatçılar edebi eseri oluştururken içinde yaşadıkları toplumu baz almış ondan ayrı bir dünya düşünmemişlerdir.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.