CÜMLEDE ANLAM

CÜMLE ANLAMI (KAVRAMLAR)

Bir düşünceyi, duyguyu, tasarıyı veya bir olayı anlatan; bir yargı bildiren söz veya söz grubuna cümle denir.

NESNELLİK

Doğruluğu veya yanlışlığı kişiden kişiye değişmeyen, herkes için geçerli olan, yanlış veya doğru olduğu kanıtlanabilen yargılara nesnel yargı denir.

Örnek:

Halit Ziya’nın yedi tane romanı vardır.

Edebiyatımızdaki ilk tiyatro eseri Şinasi’nin yazmış olduğu Şair Evlenmesi’dir.

Roman Isparta’nın Eğirdir İlçesi’nde geçmektedir.

Uyarı: Cümlelerin yanlış olması nesnel olmalarını engellemez. Doğru ya da yanlış olması kanıtlanabiliyorsa nesneldir.

ÖZNELLİK

Doğruluğu ya da yanlışlığı kanıtlanamayan yargılardır. Kişinin duygularını, olumlu, olumsuz düşüncelerini içeren yargılar öznel cümlelerdir. Bana göre, bence ifadeleri öznel cümlelere işaret eder.

Örnek:

Halit Ziya’nın romanlarını okurken insan başka bir aleme yolculuk ediyor.

Hiç şüphesiz İstanbul en güzel şehirdir.

Onunla göz göze gelmeye yürek dayanmıyor.

Eğirdir Türkiye’nin dördüncü büyük gölü kenarında kurulmuş şirin bir ilçedir.

Yukarıdaki cümlelerin doğruluğu ya da yanlışlığı kanıtlanamaz. Kişiden kişiye değişen yargılardır.

BİÇEM (ÜSLUP)

Bir sanat yapıtının dili, cümle yapısı, sanatçının söyleyiş özellikleri, konuyu nasıl anlattığı ile ilgili cümleler üslup cümleleridir.

Üslup: “Sanatçı, konuyu nasıl anlatıyor?” sorusunun cevabıdır.

Örnek:

Sanatçının sürükleyici anlatımı romanı elinizden bıraktırmıyor.

Yazarın kahramanları kendi şiveleri ile konuşturması oldukça önemli bir detay benim için.

Sanatçının yalın bir anlatımı var.




İÇERİK (KONU)

Eserde anlatılan konudur.

“Yapıtta ne anlatılıyor?” sorusunun cevabıdır.

Son eserinde geçimini kağıt toplayarak kazanan Hasan Amca’nın hayat hikayesini görüyoruz.

Sanatçı eserinde İstanbul’un kenar mahallerinde yaşayan küçük insanların büyük insanlarını anlatmış.

ÖZGÜNLÜK

Sanatçıya ait izler taşıyan, başkalarının taklidi olmayan eserler özgündür.

YOĞUNLUK

Az sözle çok şey anlatabilmektir. Atasözleri yoğun anlatımlı cümlelerdir.

YALINLIK

Bir sanat yapıtında dili, süssüz, sanatsız ve herkesçe anlaşılacak bir biçimde kullanmaktır.

EVRENSELLİK

Sadece içinde bulunduğu toplumun konuları yerine tüm insanlığı ilgilendiren eserler ulusaldır.

ULUSALLIK

İçinde bulunduğu ulusu ilgilendiren eserlere ulusal eser denir.

ELEŞTİRİ

Herhangi bir sanatçının veya yapıtın olumlu veya olumsuz yanlarını ortaya koymaktır. Eleştiri, sadece yapıt ve sanatçıyla ilgili değil, her konuda olabilir.

Yazar, son romanında kenar mahalleri ve kahramanları başarılı bir şekilde betimlerken aynı başarıyı üslupta göremiyoruz.

ÖZELEŞTİRİ

Kişinin, kendi davranışlarına yönelik ortaya koyduğu olumsuz eleştirilerdir.

Son zamanlardaki boş vermişliğim her şeyi kaybetmeme neden olacak.

NEDEN – SONUÇ

Gerçekleşmiş bir olay veya durumun hangi gerekçe ile gerçekleştiğini bildiren cümlelerdir. Cümlede verilen yargıya sorulan “niçin?” sorusunun cevabının yine cümlede bulunduğu cümlelerdir diyebiliriz.

Paragraflar çok uzun olduğundan soruları yetiştiremedim.

KOŞULA BAĞLILIK

Bir eylemin ya da durumun gerçekleşmesinin, bir şarta bağlı olduğu cümlelerdir.

Ders çalışırsan sınıfı geçersin.

Severse hissedersin.

Annemden izin alabilirsem akşam çıkarım.

KARŞILAŞTIRMA

Herhangi iki şey arasında çeşitli yönlerden karşılaştırmaktır. Bu cümlelerde “daha, en, kadar, ise” gibi karşılaştırma bildiren sözlere yer verilir.

Cemal Süreya’yı daha çok okurum.

Bu cümlede Cemal Süreya ve diğer şairler okunma yönünden karşılaştırılmıştır.

Uyarı: Kıyas yapılmaksızın varlıkların özelliklerinin verilmesi, karşılaştırma değildir.

Bir tarafta başı karlı dağlar; bir tarafta yemyeşil ağaçlar vardı.

TANIM

Bir kavramın veya varlığın ne olduğunu bildiren cümlelerdir. “Bu nedir?” sorusunun cevabıdır.

Gezi yazısı, kişinin gezip gördüğü yerleri okuyucuya bilgi vermek, okuyucuda görme arzusu oluşturmak amacıyla yazılan edebi bir türdür.

Uyarı:  Varlıkların ya da kavramların özelliklerinin verilmesi tanım değildir.

Şiir; okuyanları sıkıntılarından uzaklaştırarak rahatlatır.

Deneme, salt söz söyleme gücü olan yazarlarca kaleme alınır.

ÖNYARGI

Herhangi bir olay karşısında henüz gerçekleşmeden bir yargıda bulunmaktır. Önyargılar genellikle olumsuz düşüncelerdir.

Annem hafta sonu yine izin vermeyecek çok iyi biliyorum.

Eminim bunu benim yaptığı söyleyecek.

ÖNERİ

Herhangi bir olay veya durumla ilgili olarak görüş bildirmektir.

Üslubunuza biraz daha dikkat ederseniz daha kolay anlaşabiliriz.

TASARI

Bir olayın gerçekleşmesi için yapılan planlama, yapmayı düşünme tasarı cümleleridir.

Yazar bu eseriyle büyük kitlelere ulaşmak istiyor.

Günde beş yüz soru çözmeliyim.

AMAÇ

Henüz gerçekleşmemiş bir işle ilgili olarak erişilmek istenen hedeftir. Cümlede amacıyla, … yapmak için gibi anlamlar bulunur.

Ev kirasını ödeyebilmek için okuldan sonra kitapçıda çalışmaya başladı.




YAKINMA

Herhangi bir olumsuz durumdan dolayı üzüntü duymak, üstü kapalı şikâyetçi olmaktır.

Keşke her şey o kadar kolay olsa.

Bırakın öğrencilere kompozisyon yazdırmayı, üç cümleden uzun paragraf yazdıramıyoruz.

KAYGI

Henüz gerçekleşmemiş bir olayın olumsuz bir şekilde sonuçlanabileceğine dair görüşlerde bulunmaya denir.

Beni bir daha aramamasından çok korkuyorum.

Ya bu savaşı kazanamazsam.

VARSAYIM

Gerçekleşmeyen bir durumu veya olayı gerçekleşmiş gibi kabul etmektir. “farz edelim, diyelim ki, tut ki, kabul edelim, düşünelim” gibi ifadeler varsayım cümlelerinde bulunur.

De ki yapamadık, ne olacak,

Sınavdan geçer not alamadığını düşünelim.

TAHMİN – OLASILIK

Herhangi bir durum, olay ya da eylemin nasıl gerçekleşeceği hakkında fikir yürütmektir. “bence, bana göre, sanırım, belki, zannediyorum” gibi ifadelerle belirtilir.

Her tarafı karabulutlar kapladı, yağmur şiddetli olabilir.

Saat çok geç oldu, pazarda bir şey kalmamıştır.

YORUM

Bir olay veya durumun duygular katılarak anlatmasıdır. Yorum cümlelerinde öznellik, kişisellik vardır.

Bahar insanın tüm yorgunluğunu alıyor.

Böyle güzel havalarda insanda yorgunluk mu kalır.

Baba Remzi’nin mutluluğu gözünden okunuyordu.

SOMUTLAMA

Soyut bir kavramın veya olayın; anlaşılabilmesi için somut varlıklara benzetilmesi veya somut varlıklarla anlatılmasıdır.

Sevgi gönüller arasında kurulan bir köprüdür.

Bu cümlede soyut bir kavram olan “sevgi”, somut olan “köprü”ye benzetilerek somutlama yapılmıştır.

DOĞRUDAN (DÜZ) ANLATIM

Başkasının söylediği bir sözü olduğu gibi aktarmaktır. Alınan söz tırnak içinde verilebileceği gibi sözün sonuna virgül konularak da aktarılabilir.

Annem, akşama mutlaka bekliyorum, dedi.

Babam halamları evde bulamayınca: “Yarın tekrar geliriz.” dedi.

Bu cümlelerde “hafta sonu sınava gireceğim” ve “Yağmur başladı, içeri girin.” sözleri hiçbir değişiklik yapılmadan aktarıldığından, doğrudan anlatıma birer örnektir.

DOLAYLI ANLATIM

Başkasının söylediği bir sözü olduğu gibi değil değiştirerek anlatmaktır.

Müdür Bey haftaya toplantı yapacağını söyledi. söyledi.

Burada Müdür Bey’in söylediği söz “Haftaya toplantı yapacağım.”dır. Kişi bu sözü olduğu gibi değil, değiştirerek aktarmış.

KİNAYELİ ANLATIM (Kinayeli Söyleyiş)

Bir sözün, tersini kastedecek şekilde kullanılmasıdır. Kinayeli anlatımlarda alay söz konusudur.

Oğlunuz o kadar çalışkan ki üç yıldır birinci sınıfı geçemedi.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.