ANLATIM BOZUKLUKLARI
Anlatım bozukluğu bir cümlenin anlam yönünden veya dil bilgisi yönünden hatalı olmasına denir. Anlam yönünden ve dil bilgisi yönünden olmak üzere iki bölümde incelenir.
ANLAM BAKIMINDAN ANLATIM BOZUKLUKLARI (BAĞDAŞIKLIK)
Gereksiz Sözcük Kullanımı
Bir cümlede aynı anlama gelen sözcükler veya sözcüğün aynı anlamı karşılayan bir ek ile birlikte kullanılması anlatım bozukluğuna yol açar. Başka bir deyişle cümleden çıkarıldığında cümlede her hangi bir bozulma veya anlam olarak değişme olmuyorsa o sözcük gereksizdir.
Örnek: Herkesin içinde annesinin kulağına eğilerek alçak sesle bir şeyler fısıldadı. (fısıldamak zaten alçak sesle yapılır.)
O yıllarda daha henüz liseyi bitirmemiştim.
Çocuk döne döne düşen beyaz kar tanelerini yakalamaya çalışıyordu.
Yolculuk saati yaklaştıkça içimdeki hüzün gittikçe artıyordu.
Biz iki kardeşiz, en küçüğümüz liseye gidiyor.
Türkçede Arapça, Farsça ve İngilizce dillerinden gelme çok sayıda sözcük vardır.
Sözcüğün Yanlış Anlamda Kullanılması
Yazılış ve okunuşları birbirine çok yakın olan ancak anlam olarak aralarında küçük de olsa fark olan sözcüklerin birbirinin yerine kullanılması anlatım bozukluğuna yol açar.
Bunlar: kaplamak-kapsamak, bağlı-bağımlı, karşılık-karşın, özgü-özel, yaklaşık, yakın, resim-fotoğraf, öğretim-öğrenim, yayım-yayın, çekimser-çekingen…
Örnek: Deterjan ile bu kadar uğraşırsan ellerin tahrip olur. (tahriş)
Servis fiyatlarına yüzde kırk zam gelmiş. (ücret)
Başvuru sırasında bir vesikalık resim bir de öğretim durumumu gösteren belge istediler. (Fotoğraf – Öğrenim)
Anlamca Çelişen Sözcüklerin Bir Arada Kullanılması
Bir cümle içinde anlam yönünden birbirine ters, birbiriyle çelişen sözcüklerin bir arada kullanılması anlatım bozukluğuna yol açar. Genellikle bu çelişki kesinlik- ihtimal şeklinde karşımıza çıkar.
Örnek: Hiç şüphesiz bu olay yıllar önce başlamış olmalı.
Bundan tam yirmi yıl kadar önce babaları İstanbul’a gelmiş.
Çilek mevsimi oldukça bereketli geçti, yaklaşık yirmi iki bin iki yüz elli beş lira kazanmışız.
Sözcüğün Yanlış Yerde Kullanılması
Her sözcüğün cümle içinde bulunacağı bir yer vardır. Sıfatlar ismi nitelerken zarflar da yüklemin durumunu belirtir. İşte bu tür kelimeler yerinde kullanılmazsa yanlış anlamlar veya anlam karışıklıkları ortaya çıkabilir. Bu durum da anlatım bozukluğuna sebep olur.
Örnek: Neden bilmiyorum ama akşama kadar çok başım ağrıdı. (Çok kelimesi Başın değil, ağrının derecesini bildirmektedir. “Başım çok ağrıdı.” şeklinde olmalıdır.
Yeni okula gelmiştim ki müdür bey aradı. (okul değil gelme eylemi yeni)
Ahmet bu soğukta fazla dışarıda kaldığı için hasta olmuş.
Ağrısız kulak delinir.
İzinsiz inşaata girilmez.
Atasözleri ve Deyimlerin Yanlış Anlamda Kullanılması
Deyimler ve atasözleri kalıplaşmış ve öylece kültürümüze yerleşmiş kelime grupları ve cümlelerdir. Kendine has anlamları ve kullanım yerleri vardır. Ayrıca deyim ve atasözlerin aynı anlama gelseler dahi kelimeleri değiştirilemez.
Örnek: Öğretmen ders anlatırken bütün öğrenciler kulak kabartmış, sessizce öğretmenlerini dinliyordu. (Kulak kabartmak çaktırmadan dinlemek demektir.)
Bu son olayda Hasan’a çok yardım ettim, elimden geleni ardıma koymadım.
Kardeşim sınavı kazandığını öğrenince sevinçten etekleri tutuştu.
Anlam Belirsizliği
Cümleden birden fazla anlamın çıkmasından kaynaklanan bir anlatım bozukluğudur. Özellikle zamir eksikliği bu karışıklığa neden olur.
Örnek: (Onun / Senin) Kardeşinin sınıfı geçmesine çok sevindim.
Umarım (onun / kendinin )hatalarını bir an önce temizlersin.
(Senin / Onun) Ehliyetini polis aldığını duyunca içimden oh olsun dedim.
Mantık ve Sıralama Yanlışlığı
İyi ve sağlam cümle mantık kurallarına uygun olmalıdır. Mantığa ve mantık sıralamasına uymayan cümleler anlatım bozukluğuna yol açar.
Örnek: Yumurta kırmasını beceremeyen birinden sarma sarmasını bekleyemeyiz, o yüzden şöyle bir cümle kuramayız.
Yumurta kırmayı bırak, sarma bile saramaz.
Yasa teklifi 280’e karşı 70 oyla meclisten geçti.
Sigara ölüme hatta akciğer hastalıklarına neden olabilir.
Her hafta dedemin yanına gider, orada on gün kalırdım.
Karşılaştırma Hataları
İki kavramı veya kişiyi karşılaştırırken birden fazla anlam ortaya çıkabilir. Bu da anlatım bozukluğuna yol açar.
Örnek: Annemi senden daha çok seviyorum. (1. anlam: seni az annemi çok seviyorum. 2. anlam: Sen annemi az seviyorsun ben annemi çok seviyorum.)
DİL BİLGİSİ BAKIMINDAN ANLATIM BOZUKLUKLARI (BAĞLAŞIKLIK)
Kurulan cümlelerin dil bilgisi kuralları bakımından uygun olmamasından kaynaklanan anlatım bozukluklarına denir.
Özne Yüklem Uyumsuzluğu
Cümlede özne ile yüklem kişi bakımından uyumlu olmak zorundadır.
- Özne 1. tekil (ben), 2. tekil (sen) veya 3. tekil (o) olduğu zaman yüklem I. çoğul şahıs olur.
Örnek: Dün Hasan ile sinemaya gittik. (Özne: Ben, O)
Seninle ilk defa burada buluşmuştuk. (Özne: Ben, sen)
- Özne insan ise ve çoğul ise yüklem çoğul da olabilir tekil de olabilir.
- Özne insan dışı varlıklar ise özne tekil de olsa çoğul da olsa yüklem tekil olmak zorundadır.
Örnek: Akşam olunca kırlangıçlar, bir oyana bir bu yana uçuyorlar. (Yanlış)
Öğretmenler öğrencilerini düşündükleri için bu kadar çırpınırlar. (Doğru)
Öğretmenler ülkenin geleceğini inşa eder. (Doğru)
Çatı Uyuşmazlığı
Bir cümlede özne ve yüklem çatı yönünden birbiri ile uyumlu olmak zorundadır. Yani Cümlede özne varsa yüklem etken olmalı, cümlede sözde özne varsa yüklem edilgen olmalıdır.
Örnek:
Her gün düzenli test çözülürse, bir süre sonra başarıya ulaşırsın. (edilgen – etken)
Her taraf titizlikle arandı, sonunda yüzüğü koltuğun altında buldu. (edilgen – etken)
Özne Eksikliğinden Kaynaklanan Anlatım Bozukluğu
Cümlede yüklemin bildirdiği işi yapan öge öznedir. Bir cümlede öznenin olmaması anlatım bozukluğuna yol açar.
Özne eksikliği daha çok sıralı ve bağlı cümlelerde meydana gelir. Bu tür cümlelerde birinci cümlede özne vardır, fakat ikinci cümlenin öznesi değildir. Bu durum anlatım bozukluğuna yol açar. bozukluğu ortadan kaldırmak için ikinci cümleye özne getirmeliyiz.
Örnek: Anlattıklarım bir türlü kafasına girmiyor, hep telefonuyla oynuyor.
Yukarıdaki sıralı cümlede birinci cümlenin öznesi: anlattıklarım, ikinci cümlenin ise o (çocuk, öğrenci) birinci cümlenin öznesi ikinci cümlenin öznesi olmadığı için ikinci cümleye özne getirilmek zorundadır. Cümlenin doğrusu:
Anlattıklarım bir türlü kafasına girmiyor, Hasan hep telefonuyla oynuyor.
Örnek:
- Yarın İstanbul’a gideceğiz, amcamları yıllar sonra yeniden göreceğiz. (Doğru>> İki cümlenin de öznesi “biz”)
- Dün akşama kadar okulu boyadık, çok güzel oldu. (Yanlış >> birinci cümle boyayan=biz, ikinci cümlede ise güzel olan>>okul ama cümlede yok) Doğrusu
Dün akşama kadar okulu boyadık, okul çok güzel oldu.
- Herkes beni dinlesin, hemen çıkmasın (Yanlış > olumlu cümlelerde herkes özne olabilirken olumsuz cümlelerde olamaz. Onun yerine kimse, hiç kimse olur.) Doğrusu
Herkes beni dinlesin, kimse hemen çıkmasın
Öge Eksikliğinden Kaynaklanan Anlatım Bozuklukları
Özellikle sıralı ve bağlı cümlelerde, birden fazla cümlenin birlikte kullanıldığı cümlelerde görülür. Öge eksikliği genellikle ikinci cümlede görülür.
Birinci cümlenin öznesi ikinci cümlede de aynen kullanılıyorsa tekrar yazılmaz ama bir harfi dahi değişirse yazılmak zorundadır. Aynı kural diğer ögeler için de geçerlidir.
Cümlede özne eksikse özne eksikliği, nesne eksikse nesne eksikliği, dolaylı tümleç eksikse dolaylı tümleç eksikliği, yüklem eksikse yüklem eksikli denir.
Örnek:
- Ben Hasan’a inanır, severim. ( Kimi severim>> Hasan’ı Nesne Eksikliği)
- Akşam hava kararmak üzereyken o işine ben evime gittim. ( O işine gittim olmayacağı için o işine gitti... dememiz lazım yüklem eksikliği)
- Okulu çok sever, her gün mutlulukla giderdim. (Nereye giderdim >> okula Dolaylı tümleç eksikliği)
Tamlama Yanlışlıkları
Tamlama kurarken birden fazla tamlayan bir tamlanana bağlanabilir. Bu durumda tamlama oluşturan kelimeleri tek tek kontrol etmeliyiz. Bazen tamlamayı oluşturan kelimede eksiklik olabilir. bu durum anlatım bozukluğuna yol açar.
Örnek:
Özel ve kamu kuruluşları iki gün boyunca bayraklarını yarıya indirecekler.
Özel kuruluşları diye tamlama olmaz. Doğrusu:
Özel kuruluşlar ve kamu kuruluşları iki gün boyunca bayraklarını yarıya indirecekler.
İsmi niteleyen sayı sıfatlarından ve çokluk anlamı taşıyan belgisiz sıfatlardan sonra gelen isimler çoğul olmaz.
Örnek:
Sekiz öğrenciler >> sekiz öğrenci
Birçok ağaçlar kesilecek >> Birçok ağaç kesilecek
Anlatım Bozuklukları Çalışma Kağıdı
Konu Testileri