Balıkçılar

            Balıkçılar

– Bugün açız yine evlatlarım, diyordu peder,

Bugün açız yine; lakin yarın, Ümid ederim,

Sular biraz daha sakinleşir… Ne çare, kader!

 

– Hayır, sular ne kadar coşkun olsa ben giderim

Diyordu oğlu, yarın sen biraz ninemle otur;

Zavallıcık yine kaç gündür işte hasta…

 

 – Olur;

Biraz da sen çalış oğlum, biraz da sen çabala;

Ninen baban, iki miskin, biz artık ölmeliyiz…

Cocuk düşündü şikayetli bir nazarla: – Ya biz,

Ya ben nasıl yaşarım siz ölürseniz?

 

 Hala

Dışarda gürleyerek kükremiş bir ordu gibi

Döğerdi sahili binlerce dalgalar asabi.

 

– Yarın sen ağları gün doğmadan hazırlarsın;

Sakın yedek biraz ip, mantar almadan gitme…

Açınca yelkeni hiç bakma, oynasın varsın;

Kayık çocuk gibidir: Oynuyor mu kaydetme,

Dokunma keyfine; yalnız tetik bulun, zira

Deniz kadın gibidir: Hiç inanmak olmaz ha!

 

Deniz dışarda uzun sayhalarla bir hırçın

Kadın gürültüsü neşreyliyordu ortalığa.

 

– Yarın küçük gidecek yalnız, öyle mi, balığa?

– O gitmek istedi; "Sen evde kal!" diyor…

 – Ya sakın

O gelmeden ben ölürsem?

 

 Kadın bu son sözle

Düşündü kaldı; balıkçıyla oğlu yan gözle

Soluk dudaklarının ihtizaz-ı hasirine

Bakıp sükut ediyorlardı, başlarında uçan

Kazayı anlatıyorlardı böyle birbirine.

Dışarda fırtına gittikçe pür-gazab, cuşan

Bir ihtilac ile etrafa ra'şeler vererek

Uğulduyordu…

 

 – Yarın yavrucak nasıl gidecek?

 

şafak sökerken o, yalnız, bir eski tekneciğin

Düğümlü, ekli, çürük ipleriyle uğraşarak

ılerliyordu; deniz aynı şiddetiyle şırak –

şırak döğüp eziyor köhne teknenin şişkin

Siyah kaburgasını… Ah açlık, ah ümid!

Kenarda, bir taşın üstünde bir hayal-i sefid

Eliyle engini guya işaret eyleyerek

Diyordu: "Haydi nasibin o dalgalarda, yürü!"

 

Yürür zavallı kırık teknecik, yürür; "Yürümek,

Nasibin işte bu! Hala gözün kenarda… Yürü!"

Yürür, fakat suların böyle kahr-ı hiddetine

Nasıl tahammül eder eski, hasta bir tekne?

 

Deniz ufukta, kadın evde muhtazır… ölüyor:

Kenarda üç gecelik bar-ı intizariyle,

Bütün felaketinin darbe-i hasariyle,

Tehi, kazazede bir tekne karşısında peder

Uzakta bir yeri yumrukla gösterip gülüyor;

Yüzünde giryeli, muzlim, boğuk şikayetler…

 

 

Tevfik Fikret

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.